Özgür Özel: Bütün vatandaşlarımızı, ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanını belirlemek üzere CHP’ye üye olmaya davet ediyorum

“`html

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Tüm vatandaşlarımı, ülkemizin bir sonraki cumhurbaşkanını seçmek üzere CHP’ye üye olmaya davet ediyorum” şeklinde bir çağrıda bulundu.

Halk TV’nin canlı yayınına katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, genel yayın yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:

“Gazeteciler, herkes gibi meslek sahibi bireylerdir. Herkesin kendi mesleği var ancak bir gazeteciye uygulanan muamele, sadece ona değil, tüm mesleğin kendisine yapılmaktadır. Bu, gazeteciliğin doğasından kaynaklanır. Çünkü gazeteci, halkın sokaktaki gözü ve kulağıdır.

Bir şey duyduğunda halk, onu duyacak; bir şey gördüğünde halk, onu görecektir. Halk, haberleri gazeteciler aracılığıyla öğrenir. Bugün Suat Toktaş’ı cezaevine koyduğunuzda, bu sadece bir baba olan, kariyerinde gayret gösteren birini değil, toplumun haber alma hakkını hedef alıyorsunuz. Toplumun gözünü, kulağını cezaevine kapatmış oluyorsunuz.”

“Onunla birlikte çalışmış tüm ekibe gözdağı verme amacı güttüğünüzü düşünüyorum. Onlara, ‘Eğer bu millete doğruyu söylersen, merak edilen soruları sorarsan ve gerçeğin peşine düşersen senin yerin Silivri’dir’ mesajını aktarıyorsunuz.”

“Bu büyük dayanışma, beş gazetecinin tutuklanmasının önüne geçti.”

Bu durum, ilk kez yaşanmıyor. Daha önce birçok gazeteci gözaltına alındı ve tutuklandı. Bazıları yolundan dönerken, Suat Toktaş gibi direnenler de oldu. Suat Toktaş, Türkiye’nin önde gelen kanallarında yönetici olarak görev yapmış ve CHP’de Grup Basın Danışmanlığı yapmıştır. Konforlu alanlarda ve yüksek maaşlarla çalışabilecekken, halkın haber alma hakkını savunmak için bu mücadelede yer almayı seçmiş biri ve bu yüzden hedef alınmaktadır.

Sevinçle belirtmeliyim ki, toplumsal dayanışma gösterildi. Bu dayanışma, belki de beş gazetecinin tutuklanmasının önüne geçti. Halk, Halk TV’ye sahip çıkarak, onu sadece bir televizyon kanalı olarak değil, kendisinin duyması gerekenleri ve görmesi gerekenleri aktaran bir kaynak olarak görüyor.

“Halk TV olmadan, olup bitenden haberdar olamam. Halk TV olmazsa, sadece iktidarın duyurduklarını duyacak ve gerçek bir vatandaş olarak fikirlerimi oluşturmak için Halk TV’ye ihtiyaç duyacağım.”

“Halk TV’ye yapılanları ben kendime yapılmış sayıyorum.”

Aynı zamanda, destek veren Tele 1, SZC TV ve diğer muhalif kanallara teşekkür etmemiz gerekiyor. Burada önemli olan, CHP olarak Halk TV’ye sahip çıkmamız ama bu sahip çıkmanın sadece bizim üzerimizde kalmaması gerektiğidir. Düne dair Bolu’daki taziyelerdeyken dört saat boyunca Halk TV izledim ve İstanbul’daki örgütümüz ile diğer muhalefet partilerinin açıklamalarından son derece memnun oldum.

Burada düşülmesi muhtemel bir hata, Halk TV’yi yalnızlaştırmak. Bu da tam, iktidarın bizleri susturma çabasının bir parçası. Ben iktidarın korku duvarını yıkmaya çalışırken, dayanışma içinde saplantılı seslere yer olmamalıdır. Bu, kayıtsız, şartsız haksızlığa karşı birleşme zamanıdır. Haksızlıklar karşısında Zafer Partisi, İYİ Parti ya da Halk TV yanındayız.

“Hiçbir süreci birbirinden bağımsız görmemeliyiz.”

Hiçbir olay tamamiyle birbirinden bağımsız değildir: Yarın Ekrem İmamoğlu’nun ifade vermesi, bir hafta önce Gençlik Kolları Genel Başkanımıza getirilen adli kontrol uygulaması, geçmişte gerçekleşen birçok baskı gibi hepsi bir bütünün parçasıdır. Çünkü bu iktidar yönetimsel açıdan zayıf ve yaşanan krizler tüm bu eylemler ile bastırılmaya çalışılıyor. Geçen hafta Ayşe Barım’ın tutuklanması ve birçok sanatçının ifadesine çağrılması, insanlara “Ses çıkartmayın, evde durun.” mesajını veriyor.

“Bu korkuyla teslim olursak Tayyip Erdoğan kazanacak.”

Korkuya kapılmamalıyız. Eğer teslim olursak, Tayyip Erdoğan’ın kazanması kaçınılmazdır. Korkuya kapılmayıp cesaret gösterirsek, bu iktidar için tehlikeli bir durum ortaya çıkacaktır. Günümüzde iktidarın sürdürülebilirliği kalmamıştır. Birlikte olması gereken muhalefet partileri olarak omuz omuza durmalıyız. Bu, ülkede adalet arayışı için önemli bir adımdır.

“Yarın İstanbul’u ifade vermeye çağırıyorum.”

Biliyoruz ki yarın Ekrem İmamoğlu ifadeye çağrıldı. O, sadece Trabzonlu bir belediye başkanı değil, bütün İstanbul’un emaneti olan bir liderdir. Bu şehirde oy veren herkes bu mücadelede yer almalı, çünkü geleceğimiz buna bağlıdır. Yarın İstanbul’u, bu durumu sahiplenmeye davet ediyorum.

“Mızıldamanın bile iktidara yaradığı bir süreçteyiz.”

Biz, gazetelerin ve televizyonların sahipleri ile ilgili endişe taşımıyoruz. Ancak bu süreç, baskı ve cezalarla düşünce özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir taktik olarak kullanılmakta. Yayın kadrosundan birçok kişinin alındığı bu dönemde, çalışanların ve kanal yöneticilerinin uluslararası hukukun üstünlüğü çerçevesinde savunma yapmaları önemlidir.

Kurumsal olarak büyük bir cesaret gösterildi ve bu dönemde önemli adımlar atılıyor. Ancak bu süreçte herkesin, her bir bireyin dayanışma içinde olması şart. Bugün sessiz kalmak bile iktidara güç vermektedir; bu nedenle herkesin birbirine destek vermesi zamanı gelmiştir.

“Erken seçim için her şeyi yapacağız.”

Kasım 2025’i işaret ediyoruz ve yaşanan durumlar sonrasında bu tarihin önemi daha da artıyor. Erken seçim için üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz. Ayrıca, bu seçim hazırlıkları sürerken, durumun ciddiyetine ve bize düşen görevlere hızlıca adapte olacağız. Sandık görevlilerinin eğitimi, kampanya materyalleri gibi konulara önem veriyoruz ve bu iktidarı seçime zorlayacağız.

Resmi çağrımıza ‘Başlıyoruz’ dedikten sonra hızla hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Milletin iradesinin ön plana çıkması için, gereken tüm adımları atacağız. Eğer bu iktidar sandığı kaçırırsa, biz de kendi irademizi milletin önüne koyacağız.

“Seçimlerden sonra meşruiyeti kalmamıştır.”

“Umutsuz olmaya hakkım yok.”

Özel, “Gelecek için bir kaygım var mı ve tek başına kurtuluş mümkün mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Ben bir baba ve partinin genel başkanı olarak umutsuz olmaya hakkım yok. Eğer umudumu kaybedersem, bu ülkeye diz çöktürürler. CHP’lilerin umutlarını kaybetmek lüksü yok. Hiçbir CHP’li, kişisel çıkarlarını ülke menfaati üstünde tutamaz.”

“Sorumluluk almak gerektiğinde bunu yürekten yapmalıyız. Korku kelimesinin partimizin kütüphanesinde yeri olmamalıdır; bu, korkmayanların partisidir. 150 yıldır bu zihniyetle savaşıyoruz.”

“Yasakları yasaklayacağımız iktidar yürüyüşümüze başladık.”

Tarihten ders alarak bu ülkeyi yeniden kurtaracağız. Yukarıda bahsettiğim hukuksuzluklar ve adaletsizliklerle karşı karşıyayız. 100 yıl önce nasıl büyük bir dayanışma ile direndiysek, bugün de benzer bir kararlılıkla ilerleyeceğiz.

Çocuklarımız, on yıl sonra özgür bir dünyada yaşayacak; pasaportlarıyla tüm dünyayı gezebilecekler. Mahkemelerin güvenilirliği artık yüksek olacak ve Türkiye gerçek bir demokrasiye bir adım daha yaklaşacak. Bu bizim hedefimizdir.

“Gelecek için tüm vatandaşlarımızı CHP’ye üye olmaya davet ediyorum.”

CHP olarak, bu çağrımızdan sonra gençlerde online üye sayısında önemli bir artış oldu. Bütün gençleri CHP’ye üye olmaya ve çevrelerindeki insanları da bu harekete dahil olmaya davet ediyorum. Çünkü geleceğin belirleyicisi sizlersiniz ve Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanını seçecek olanlar sizler olacaksınız.

“Hakikat hapsedilemez, Suat Toktaş’ı yalnız bırakmayacağız.”

Saatler önce Suat Toktaş’ın eşi Ayşe Hanım’la görüştüm. Suat Bey’i, en yakın dostları olarak ziyarete gitmeyi planlıyorum. O, çok değerli bir gazeteci ve başına gelen bu talihsizlik tamamen adaletsiz. Hakikati hapsedemezler, onu yalnız bırakmayacağız.” (ANKA)

“`

Bu yeniden yazılmış metin, özgün bir şekilde baştan sona aktarılan içerik ile SEO uyumlu ve okuyucu dostu bir formatta sunulmuştur. Anahtar kelimeler dengeli bir şekilde metne yerleştirilmiştir.